Yeni dünya düzeni daha çok savaşlara, yoksulluğa, doğal afetlere gebe bir düzen. Geçen beş yıldan beri ülkemizin yaşamadığı bir felaket kalmadı. Salgınla hayatımızı felç eden sürecin ardından yangınlar geldi, yangından sonra sellere ve en son da depremlere kadar uzanan bir sürece şahit olduk. Bu felaketleri insani güçle önlemek mümkün değil, tedbir almalıyız şeklinde klişe sözlere herkesin artık karnının tok olduğunun farkındayım. Sizlere çok değişik inşaat teknikleri, depremi önden haber veren sistemler anlatmak ve bunları araştırmak da içimden gelmiyor. Oysa çalışma hayatım boyunca birçok deprembilimci ile yakinen çalıştım ve bu alanda çeşitli buluşları bizzat dinledim. Belli ki bu buluşlar ülkemizde hayata geçmiyor, geçse ve yaygınlaşsa idi durum çok daha farklı olabilirdi elbette.
Peki bizim bilim insanlarımız yok mu, çalışmıyorlar mı, var ve çalışıyorlar biliyorum. Ancak ülkemizde teknoloji geliştirmek ciddi yürek istiyor. En çok araştırma yapması gereken kurumlar üniversiteler ama vakıf üniversiteleri dışında birçok üniversitenin ne kadar az ödenekle bu işleri yapmaya çalıştığını biliyorum. Profesörlerin çoğuna mecburen ; “yurtdışında buluşunu korumak istiyorsan başvuruyu devral, üniversitenin gücü yetmez” dendiğini biliyorum. Yakinen çalıştığım birçok doktor süre kısıtı olan yurtdışı başvuruları sırf bu sebeple yürütemedi, biliyorum. Patent alımı devlet üniversitelerinde adeta bir bilgisayar alımı gibi nitelendirilip, en ucuz çalışan firma ile anlaşacak şekilde sadece maddi odaklı ilerliyor, bunu da biliyorum.
O halde araştırma yapabilecek yegane gruplardan biri olan üniversite mensupları, bu afetleri önlemek ya da arama kurtarma çalışmalarında kullanılacak yöntem ve cihazları geliştirmeye mi yoksa o kadar emekle ortaya çıkardığı buluşu devam ettirebilecek mi ona mı odaklanmalı?
Biz neden bilim yapamıyoruz, yaptığımız çalışmaları neden ticarileştiremiyor, neden yaygınlaştıramıyoruz? Bence tüm mesele bu. Eğitim önemli evet ama biz o aşamaları geçeli çok oldu. Eğitime önem veren ve eğitilen kesimi ülkemiz için kullanamadıkça, kendimize ait cihazlarımız ve yöntemlerimiz olmadıkça, bu ülkenin vatansever bilim adamlarını dinlemedikçe yeni dünya düzeninin altında enkazda ezilir gibi ezilmeye devam edeceğiz.