Türkiye’de çok yaygın olarak “patent” alınarak korunduğu zannedilen ancak düşünülenin aksine patent ile korunamayan yeniliklerden biri yeni bitki türleridir.
Islahçı Hakları başvurusu olarak da anılan bu koruma türü Tarım ve Orman Bakanlığı’na yapılan başvuru ile başlar. Koruma, Yeni Bitki Çeşitlerine ait Islahçı Haklar korunmasına ilişkin 5042 sayılı kanun ile sağlanır.
Peki yeni ve korunabilen bir bitki türü nasıl olmalıdır?
Bir bitki türünün tescil ile korunabilmesi için aşağıdaki kriterler gerekir.
Farklılık: Başvuru veya rüçhan hakkı tarihinde, herkesçe bilinen çeşitlerden açıkça ayırt edilebilen çeşit, farklı sayılır.
Yeknesaklık: Kullanılan çoğaltım metoduna bağlı olan muhtemel değişiklikler dışında, ilgili özellikler bakımından bir örneklik gösteren çeşit, yeknesak kabul edilir. Yani bitki çoğaltıldığında birbirinden farklı bitkiler ortaya çıkmamalıdır.
Durulmuşluk: Birbirini izleyen çoğaltımlar sırasında veya belirli çoğaltım dönemleri sonunda ilgili özellikleri değişmeksizin aynı kalan çeşit, durulmuş kabul edilir.
Süreç nasıl işler?
Türkiye’de yapılan bitki türü başvurularında gerekli kriterlerin sağlanıp sağlanmadığını anlamak için yetkili otoriteler tarafından FYD (Farklılık, yeknesaklık, durulmuşluk) raporu düzenlenir. Bu raporun düzenlenmesi için Uluslararası başvurularda yetkili merci ise UPOV (International Union for the Protection of New Varieties of Plants) ‘dur. Daha önce UPOV’a yapılan başvuruya dayanarak da Türkiye’de başvuruda bulunulabilir. Bu durumda Tarım ve Orman Bakanlığı’nda Islahçı Haklarından sorumlu birim kendi imkanları ile araştırma yapmak yerine “yenilik, farklılık ve yeknesaklık” kriterlerinin sağlanıp sağlanmadığına uluslararası otoritelerce düzenlenen raporları dikkate alarak karar verir. Yurtdışında düzenlenen bu raporlara (DUS) raporu denmektedir.
İsimlendirmenin önemi
Yeni bitki türlerine çok farklı isimler verilmektedir. Örneğin Platifirst, Platifun ve Platimoon tescili alınan nektarin çeşitleri, Ariane tescili alınan bir elma çeşidi, Fermina ve Fertard ise tescili alınan kiraz çeşitleridir. İlgili kanuna göre bitki türlerinin isimlendirmesi ile ilgili marka tescili açısından da bilinmesi gereken bazı kurallar vardır.
– Korunan bir çeşidin ismi onun umumî ismi haline gelir.
– İsim, çeşidin tanınmasını sağlamak kaydıyla anlamlı veya anlamsız bir kelime veya kelime grubundan, kelime ve rakamlardan veya harf ve rakamlardan oluşabilir. Çeşit için önerilen ismin içinde, çeşit ile ilgili ürünler bakımından marka alınmasını markalar mevzuatı açısından engelleyecek unsurlar bulunamaz.
– Bir çeşidin Türkiye’de veya UPOV Sözleşmesine taraf bir ülkede kullanılmakta olan isminin aynısı veya karışıklığa yol açacak kadar benzeri, aynı veya yakın türdeki bir diğer çeşit için kullanılamaz. Bu hüküm UPOV Sözleşmesine taraf ülkede tescil edilmiş isimler için de uygulanır.
– Korunan bir çeşidin çoğaltım materyalini satan veya başka şekilde pazarlayan herkes çeşidin bu ismini kullanmak zorundadır.
– İsmi kullanım zorunluluğu, ıslahçı hakkı sona erse bile devam eder.
– Çeşidin kullanımıyla ilgili olarak üçüncü kişilerin önceki hakları saklıdır. Üçüncü kişilerin önceki hakları nedeniyle, bir çeşide ait ismin kullanılması bu ismi kullanmak zorunda olan kişiye yasaklanmışsa Bakanlık ıslahçıdan çeşit için yeni bir isim ister.
– Satışa sunulan veya diğer şekillerde piyasaya sürülen bir çeşidin isminin marka, ticaret unvanı veya benzer diğer işaretler ile birlikte kullanımı ancak çeşit isminin kolayca tanınabilir şekilde yazılması halinde mümkündür.
Bu maddelerden de anlaşıldığı gibi yeni bir bitki türü tescil sonrasında bile kesinleşen ismi ile anılmak zorundadır. Ancak bu ismin marka tescili alması zorunluluğu olmasa bile, başvuru geçici bir isim ile yapılarak Bakanlık tarafından yapılan araştırma sonrasında kesinlik kazanmaktadır. Dolayısı ile ilgili sayılabilecek bir konuda marka tescili alınmadan önce yapılacak araştırmalarda UPOV ve Tarım Bakanlığında ilanı yapılan çeşit isimlerinin de göz önünde tutulmasında yarar vardır.
Ne kadar korunur?
Koruma süresi ıslahçı hakkının tescilinden itibaren yirmi beş yıldır. Bu süre ağaçlar, asmalar ve patates için otuz yıldır. Koruma süresinin sona ermesi, takvim yılı sonu itibarıyla hesaplanır.
Burada anlatılan bilgiler ağırlıklı olarak Türkiye’deki mevzuata ilişkindir. Yurtdışında bazı ülkelerde yeni bitki türleri patent konusu olabilmektedir. Örneğin Amerika’da yeni bitki türleri “plant patent” olarak geçmekte ve başvurular aynı kuruma yapılarak daha yeknesak bir sistem üzerinden yürümektedir. Dolayısı ile her bir ülkede herhangi bir koruma türünden yararlanmadan önce söz konusu ülkenin mevzuat ve uygulamaları hakkında bilgi sahibi olmak oldukça önemlidir.