Markalar vekillerin dünyasında logosu oluşturulmuş, son haline getirilmiş bir sınai haktan ibaret gibi algılanabilmektedir. Oysa bir markanın yolculuğu henüz marka sahibinin kafasında bir ürün satmaya ya da bir hizmet vermeye karar verdiğinde başlayıp, rakiplerinden esinlenmeler yaşadığında şekillenir, karar verip logo oluşturduğunda tam da sonuçlandığını düşündüğü noktada bir marka vekili ile görüştüğünde yeniden başa döner. Çünkü ülkemizde marka oluşturmanın kolay olduğu, birebir aynı marka araştırıldığı zaman sorun çıkmayacağı düşüncesi hakimdir. Her şey bitip kurumsal kimlik son haline geldikten sonra tescil yapılması gerekliliği bir yerlerden kulağa çalınır ve alelacele bir vekil arayışına girilir. Bir bakarsınız ki ya tanınmış ve başka sektörde bir marka ya aynı sektörde fonetik benzerlik olan bir marka ya da logosu ve renkleri ile iltibasa yer verebilecek bir marka çıkıvermiş önünüze. Bu noktada verilen onca emek sonrasında , ürünler üzerinde kullanılmaya yavaş yavaş başlanan bu marka, bir başkasının markasını ihlal etme riski ile karşı karşıya kaldığı için bir anda riskli bir yatırım haline gelivermiş. O halde markalaşmak kronolojik bir sıra ile takip edilmesi gereken ve üzerinde durulması gereken bir faaliyet olarak düşünülmelidir. Nasıl bir firma kurmadan önce bir fizibilite çalışması yapılması şart ise bir marka oluşturarak belli faaliyetlere girişmeden önce bu marka ile ilgili sektörde var olabilir miyim, markanın koruması güçlü olur mu, hangi alanlarda faaliyet yapacağım, hangi alanlarda faaliyette bulunmasam bile markamın kullanılması beni rahatsız eder, bu maddelerin tek tek değerlendirilmesi ve marka araştırmaların bu konuda tecrübeli ellerde yapılması ve bu yolculuğa eşlik edecek bir marka vekili ve bir reklam ajansı ile çalışılması gereklidir. Çoğu zaman alan adını hızlıca araştırarak sorun gözlemlemeyen firma veya şahıslar, alan adı serbest ise marka tescilinde de sorun olmayacağı yanılgısına kapılabiliyorlar. Oysa marka değerlendirmelerinde mutlak ret nedenleri, nıspi ret nedenleri gibi detayına inilmesi gereken unsurlar bulunuyor. Hatta bu değerlendirmeleri salt kanuna ve yönetmeliğe göre yapmak da yetmeyebiliyor, marka inceleme kılavuzlarındaki örneklerin incelenmesi ve hatta daha da çelişkide kalınması halinde benzer nitelikteki mahkeme kararlarının incelenmesi gerekebiliyor. Çünkü bir markanın ret edilmemesi, itiraza konu olmaması ileride bir hükümsüzlük davası ile hükümden kalkmasının önünde engel değildir. Tün kriterlere ne kadar uygun ne kadar az riskli bir marka ve logo seçerseniz rakiplerinizden o kadar kolay ayrılır ve sizin var olmanızı engellemeye çalışan rakiplerinizin başarılı olmasını engellersiniz.
Marka yolculuğunuzda sadık, haklarınızı koruyan, sizi gönülden destekleyen ve var olmanıza gururla şahit olan temsilcilerle ilerlemeniz dileği ile…..