Ülkemizi ve dünyayı derinden etkileyen Covid-19 virüsü sonrası, yaşam biçimimizi virüsten en az etkilenebilecek şekilde düzenlemek zorunda kaldık. Çalışma biçimimiz, yakınlarımızla görüşmemiz, kullandığımız hijyen maddeleri, maske ve benzeri aparatlar gibi yaşamımıza entegre ettiğimiz bir çok yeni unsur söz konusu.
Dolayısı ile bu süreç ister istemez yenilikleri de beraberinde getirdi. Sorunun olduğu her yerde ister istemez bir yenilik ve bu yenilikle doğan inovasyonlar mevcut. Bu nedenle Covid19 sonrası hayatımıza giren unsurlar konusunda yapılan buluş çalışmaları da oldukça artış göstermiş durumda.
Örneğin bir süre daha takılması zorunlu olarak devam edecek olan tıbbi maskelerle ilgili kişilerin yaşadığı buğulanma, maske kulak aparatlarının konforu, maskenin koruyuculuk oranı gibi konularda mevcut her ürünün tüketici açısından çok daha tercih edilebilir çok daha konforlu ve çok daha güvenilir halini geliştiren buluş sahipleri, bu yeni ürünleri hızla üretime geçirmeyi hedeflemekte.
Türk Patent ve Marka Kurumu veri tabanında 2020 yılında başvurusu yapılmış “maske” konulu toplam 139 yayımlanmış patent/faydalı model başvurusu bulunmaktadır.
Başvurulardan bazı örnekler vermek isterim. Maske takmanın zorluğunu göz önüne alan bir buluş sahibi tarafından “Yapışkan Bantlı Bir Maske” başvurusu yapılmış, aynı başvuru sahibi “Fonksiyonel Bir Yüz Maskesi” çalışması yaparak maskenin aynı zamanda hem ateş ölçmesini hem de açılır kapanır kapak ile kullanıcının temiz hava almasını sağlamayı hedeflemiştir .
Benzer sorunları göz önüne alan bir başka buluş sahibi “Maskelere Yönelik Kullanılmak Üzere Bir Lastik Tutturma Aparatı” çalışması yapmış ve esnek olması ve kullanıcının ensesinin şeklini alması ile maske takmayı daha konforlu hale getirmeyi hedeflemiştir.
Yine en büyük kullanım zorluğu olan gözlük kullanıcılarının derdine çare olmayı hedefleyen bir başka buluş da “Gözlük camında buğu oluşmasını önleyen maske” olmuştur. Bu buluş ile amaçlanan maskenin silikon yapıştırıcı ile şakaklara yapışması sağlanarak aradan hava çıkışının engellenmesi ile gözlüklerin buğulanması sorununu çözmektir. Yine benzer amaçlarla gözlük kullanıcılarının maskelerini gözlüğe sabitleyebilmesini sağlayan bir aparat da yapılan geliştirmelerin bir diğeridir.
Örnekler çoğaltılabilir elbette. Gözlük gibi takılabilen maskelerden, maske üretim yöntemleri, geri dönüşümü kolaylaştırılan maskelere kadar birçok patent ve faydalı model başvurusuna konu olmuştur cerrahi maskeler.
Yine 2020 yılında yapılmış “Dezenfektan” konulu 71 adet yayımlanmış patent/faydalı model başvurusu bulunmaktadır. Dezenfektanların içeriklerinden , otomatik olarak dezenfekte işlemi yapan makinelere ve hatta kolumuza bileklik gibi takılıp elimizi dezenfekte etmemizi sağlayan ürünlere kadar hayal gücünü zorlayan inovasyonlara imza atılmıştır.
Başvuruların ne kadarının belge ile sonuçlanacağını tahmin edememekle beraber, günlük hayatta yaşanan zorlukların kişileri inovatif düşünmeye ve bir yenilik bulmaya itmesi sevindirici bir gelişmedir.
Virüsün hayatımızdan çıkması için önümüzde biraz daha zaman olduğunun üzülerek hepimiz farkındayız. Ancak yeni yüzyılın bu tarz salgınlara hazırlıklı olmayı gerektirdiğini de biliyoruz.
Elbette kısa vadede korunmak için maske, mesafe ve temizlik en önemli önlemler. Bu konuda ülkede yer alan firmaların çok değerli çalışmaları olduğu, en başlarda yaşanan maske temini zorluklarının çok şükür ki artık yerini maskelerdeki sorunları bile çözebilecek yepyeni ürünlere bıraktığı bir noktadayız.
Ancak uzun vadede virüsten korunmak için elbette tıbbi yöntemler de özel önem arz ediyor. Ülkemizde her ne kadar virüsten şu an yurtdışından getirilen aşılarla korunmaya çalışsak da çok değerli bilim insanlarımızın çalışmalarının sonlanmak üzere olduğunu umutla ve gururla takip ediyoruz. Hacettepe Üniversitesi Aşı Enstitüsü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sezer Okay ; Türkiye’de devlet destekli olarak Covid-19 aşı projelerinin, biri TÜBİTAK’ın; diğeri ise Türkiye Sağlık Enstitüleri Başkanlığı’nın (TÜSEB) desteklediği aşı geliştirme projeleri olarak iki koldan yürüdüğü belirtiyor. Toplamda 13 ayrı merkezde Covid-19 aşı geliştirme çalışmasının devam etmekte olduğu söyleniyor. Elbette aşının üretime geçmesinin yanında muhafaza koşulları da önem arz ettiğinden yapılan çalışmalarda bu konu üzerinde de duran birçok araştırma kuruluşu olduğunu biliyoruz.
Pek yakında bu gelişmelerin sonuçlanması ve ülkemizin de dünya ile eş zamanlı olarak virüsü önlemeye katkıda bulunan ülkeler arasında yer almasını umut ederek herkese sağlıklı günler diliyorum.